Evil Dead: The Game İnceleme

Zamanında sayısız başarılı yapımla karşımıza çıkmış olsa da Saber Interactive‘i büyük çoğunluğunuz World War Z oyunuyla duydu. Öyle ki World War Z, Epic Games üzerinden ücretsiz dağıtılmasıyla birlikte yüz binlerce kullanıcıya ulaştı ve Saber Interactive’in gelecek oyunları için âdeta cevher niteliğinde bir kitleye sahip olmasını sağladı. Biz de Saber Interactive’in sağladığı kod sayesinde oyuna erişme imkânı yakaladık ve sizler için inceledik. Tüm detaylarıyla Evil Dead: The Game inceleme yazımız yayında!

Evil Dead: The Game İnceleme

Geçtiğimiz günlerde piyasaya sürülen Evil Dead: The Game, aslında orta yaş grubundaki pek çok insanın tanıyabileceği yüzleri ve atmosferi içerisinde barındırıyor. 80’li yıllarda çıkan filmleriyle popülerleşen serinin günümüze dek herhangi bir oyunu bulunmasa da birçok eserin ve benzer yapımın en temelinde ilham kaynağı olmayı başarmıştı.

Evil Dead: The Game’i yükler yüklemez menüye girdiğiniz anda ikonik seriye sadık kalan pek çok şeyle karşılaşacaksınız. Birbirinden ayrıntılı karakter modellemeleri, nefes kesici ortamlar, pek çok koleksiyonu öğesi ve en önemlisi de ikonik menü müziği. Her oyunun müziklerini kolay kolay övmem, keza Evil Dead: The Game müzikleri yönünden ön plana çıkacak türden bir oyun da değil ancak daha menüye girdiğiniz anda sizi o atmosferin içerisine sokmayı sonuna kadar başarıyor.

Kozmetik Düşkünleri İçin Birebir İçerikler Mevcut

Geliştirici firma Saber Interactive’in oyunun Deluxe sürümünü göndermesi nedeniyle pek çok koleksiyon öğesine sahip olduğumu biliyordum. Bu nedenle menüde ilk olarak koleksiyonlar kısmına girip karakterleri incelemeye koyuldum. Deluxe sürümünde gerçekten pek çok farklı kostüm mevcut ve oynanışa etkisi olmasalar bile benim gibi kozmetiğe fazlasıyla düşkünseniz sizi tatmin edecek kadar fazla içeriğin olduğunu söyleyebilirim.

Oyunu en basit hâliyle Dead by Daylight ve Friday the 13th: The Game benzeri bir yapıyla karşımıza çıkıyor olarak yorumlayabilirim. En temel mekanikler özelinde bu benzetme, oyunu kafanızda canlandırmanız için gayet yeterli ancak bir bakıma da bu benzetmenin Evil Dead: The Game için hakaret olabileceğini belirtmem gerek. Tabii bu söylediklerim oyunun online modu için geçerli. Oyunda muadillerinin aksine tek oyunculu mod da bulunuyor. Esasında oldukça kısa olsa da markanın filmlerini seyrettiyseniz pek çok tanıdık sahneyi yeniden yaşayabilir ve oynayabilirsiniz. Keza her bölümü bitirdiğinizde bazı kozmetik ve ekstra toplanabilir öğeler açılıyor. Bu nedenle her şeyi açmak istiyorsanız burayı es geçmemeniz gerekiyor.

İlginizi Çekebilir: Ghostwire: Tokyo İnceleme

Bir diğer değinmek istediğim nokta ise çok fazla mod türü olan bir oyun için oyunda ilerlemek ve karakterlerinizi yükseltmenin tek yolunun online modları oynamak olması. Yapay zekâya karşı solo modlar hiçbir şekilde deneyim vermiyor. Bu elbette örneğini ilk gördüğümüz bir oyun değil ancak yine de belirtilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Muadillerine Kıyasla Daha Detaylı Mekanikler

Oyuna doğrudan girmeden önce mutlaka öğreticiyi oynamanız gerektiğini belirtmem gerek. Elbette oyun muadillerine benziyor ancak incelemenin başında da söylediğim gibi kendine özgü mekanikleriyle oyunun çehresini bambaşka bir hâle büründürüyor. Oyunlarda nispeten öğreticileri oynamaktan sıkılırım çünkü ya yeteri kadar anlaşılır değiller (ve normal oyuna girdiğinizde öğrenmeniz çok daha muhtemel oluyor) ya da fazlasıyla uzun sürdüğü için vaktimi boşa harcadığımı hissettiriyorlar. Evil Dead: The Game’de ise durum böyle değil. Gerçekten üzerine düşünülmüş ve olabildiğince sade bir öğretici mevcut ve hem karakter hem de kötü ruhları nasıl yöneteceğiniz ve nelere dikkat etmeniz gerektiğini gayet iyi anlatıyor.

Eğer hayatta kalanlar olarak oynuyorsanız oyundaki asıl amacınız 30 dakika içinde bir haritanın tüm parçalarını toplamak ve ekip olarak çalışıp Kandarian Demon’u alt etmek. Tüm bunların sonunda kendinizi Kandarian Hançeri ve Necronomicon’un Kayıp Sayfaları’nın yanında buluyorsunuz. Tüm bu aşamaların ardından ruhları alt edip oyunu kazanmaya çalışıyorsunuz. Anlatırken karmaşık gelse de öğretici bunları oldukça temel şekilde anlatıyor bu nedenle tekrardan öğreticiyi oynamanızı tavsiye ediyorum.

Son Derece Başarılı Ses Tasarımı

Bir korku oyununda en önemli şeylerden biri elbette seslerin kullanımı. Evil Dead: The Game bu konuda da muadillerinin fazlasıyla önünde. Jumpscare kullanılmadığı sürece oyunlarda pek fazla korkmayan birisiyim ancak doğru ses kullanımı size oynadığınız oyunda gereken gerilimi yaşatmayı başarabilen bir etken ve Evil Dead: The Game’in bu konuda oldukça başarılı olduğunu söylemeden edemeyeceğim.

Oyuna girdiğinizde dikkat etmeniz gereken pek çok etken var. Bunlar eşya ve tedarik sandığı nadirliği (Sıradan, Nadir, Destansı ve Efsanevi), hızlıca kaçabilmek veya bazı sinir bozucu düşmanları biçmek için kullanabileceğiniz arabalar, farklı silahlar ve saldırılar (menzilli ve yakın dövüş), harita parçaları, Necronomicon ritüelleri ve oyun içi yükseltme sistemi Pink 5. Pink 5 ile yaptığınız yükseltmeler yalnızca mevcut oyunu etkiliyor ve yaptığınız yükseltmeler karakterinize yakın dövüş, sağlık, korku, dayanıklılık ve kalkan gibi alanlarda nitelik yükseltmesi sağlıyor. Eğer kötü ruhların tarafında oynuyorsanız elbette yükseltebileceğiniz özellikler değişiyor ve bu özelliklere dağıtacağınız puanların oyun stilinizle uyuşması oldukça önemli.

İlginizi Çekebilir: LEGO Star Wars: The Skywalker Saga İnceleme

Tek tek tüm özellikleri açıklamakla vaktinizi almayacağım ancak bu özelliklerin önemiyle ilgili olarak “korku” özelliği üzerinden örnek vereceğim. Takım arkadaşlarınızdan veya ışık kaynaklarından ne kadar uzaklaşırsanız korku o kadar artıyor ve kötü ruhların eline geçmenize neden oluyor. Bu nedenle korku özelliğine vereceğiniz yükseltmeler karakterinizin daha az korkmasını ve daha geç kötü ruhların eline düşmesini sağlıyor.

Kötü Ruhlara Karşı Savunma Sanatı

Hayatta kalanların tarafında menzilli silah ustalarından savaşçılara, savaşçılardan şifacılara kadar birkaç farklı sınıf mevcut ancak kötü ruhlarda şimdilik 3 farklı sınıf bulunuyor ve bana kalırsa nispeten çok da farklı değiller çünkü en nihayetinde oyun stiliniz ve amacınız, hayatta kalanlar arasında yapmanız gereken görevlerin değişimine kıyasla pek değişmiyor.

Hayatta kalanların sahip olduğu kesici aletlerin verdiği hissiyat gerçek anlamda iyi hissettiriyor. Kestiğiniz düşmanların uzuvlarının kopması, ortalığın ve karakterinizin kan gölüne dönmesi ve bunların başarılı ve doğru seslerle desteklenmesi ortamın vahşetini oyuncuya tam anlamıyla yansıtabiliyor. Silahlar konusunda ise aynı ekibin bir önceki oyunu World War Z’ye kıyasla en farklı gördüğüm şey geri tepme oldu. İlk birkaç oyunumda silahların ciddi anlamda fazla teptiğini hissettim ama alışmak o kadar da zor olmadı.

İlginizi Çekebilir: Tiny Tina’s Wonderlands İnceleme

Bu noktada en büyük şikayetim yakın dövüş silahlarında doğru düzgün bir kombo sisteminin olmaması ve hep aynı animasyonların devreye giriyor olması oldu. Keza şu anda yalnızca bir haritanın bulunması oyundaki pek çok şeyin etkileyiciliğini zamanla sıkıcılığa bırakıyor.

Grafikler Yer Yer Aklınızı Başınızdan Alabilir

Oyunun grafiklerine ayrı bir paragraf açmaktansa birçok farklı noktada değinmeyi tercih ettim ama kısaca özetleyecek olursam Evil Dead: The Game’in yeni neslin grafiklerine gayet ayak uydurabilmiş, renkleri ve ortama uygun renk doygunluğunu son derece kaliteli yansıtabilmiş bir yapım olduğunu düşünüyorum.

Evil Dead: The Game, 13 Mayıs tarihinde PC platformunun yanı sıra PlayStation 4, PlayStation 5, Xbox One, Xbox Series XlS için çıkışını gerçekleştirdi. İlerleyen dönemde Nintendo Switch platformuna da çıkış yapacak.

Özetlemek gerekirse Dead by Daylight’ı veya benzeri oyunları oynadıysanız hem grafik, hem oynanış hem de mekanikleri yeni nesilde deneyimlemek isteyenlere Evil Dead: The Game’i denemelerini mutlaka tavsiye ediyoruz.

Oyun hakkındaki görüşlerinizi aşağıda yer alan yorumlar sekmesi üzerinden bizlerle paylaşmayı unutmayın sevgili Turuncu Levye takipçileri.