Doom Eternal İnceleme

Doom Eternal İnceleme: Edirne'den Kars'a, Dünya'dan Mars'a uzanan aksiyon serüveni. Ama biraz fazla mı sanki?

Öyle bir oyun ki Doom Eternal, eleştirsen eleştiremezsin, övsen gönül razı değil. Bir çok iyi şeyi çok iyi yapıp, çok iyi yaptığı şeylerin dozunu ayarlayamaması ne yazık ki bir miktar hayal kırıklığı oldu. Doom Eternal İnceleme yazabilmek için tabiiki de önceki oyunlara da hakim olmak gerekiyor. Ben de bu yazıyı hazırlarken ister istemez diğer oyunlarla karşılaştırmalara gideceğim.

Şimdi tüm ayrıntılarıyla incelememize geçelim.

Doom eternal

Doom Eternal inceleme yazısı

İncelemeye geçmeden önce değineceğim başlıklardan söz edeyim. Doom Eternal’ı hikaye, oynanış, mekanikler, ses ve müzikler, karakterler ve genel diğer özellikleri üzerinden inceleyeceğiz. Ayrıca inceleme süresince bol bol oyun içi fotoğraflar göreceksiniz.

Dünyadaki Cehennem

Yer: Dünya, sene 2163… Dünya’nın %40’ı demonlar tarafından işgal edilmiş durumda. Geri kalanı ya öldürülmüş, ya esir alınmış öldürülmeyi bekliyor. Hell Priestlerin ve onların komutanı olan Khan Maykr’in önderliğinde dünya büyük bir kaos altında çürüyor…

Bizse, ana karakterimiz olan Slayer (kimisi Doom veya Demon Slayer da der) ile bu işgali bitirip dünyayı kurtarmak üzere bir motivasyon ediniyoruz. Dünyanın yörüngesinde bulunan büyük uzay aracımız ile, ki ismi Fortress of Doom diye geçiyor, dünyanın çeşitli bölgelerine giderek bu işgalin köküne inmeye çalışıyoruz.

Fortress of Doom

Tüm bu süreç boyunca bize VEGA adındaki yapay zeka yardımcı oluyor. İşgal altındaki bölgeleri temizlerken, ilerleyen süreçte eski dostumuz Samuel Hayden (Dr. Hayden) onu kurtarma çabalarımız sonucu bize katılıyor, tabii biraz eksik bir halde.

Öncelikle hedefimiz Hell Priestleri saf dışı ederek, komutan Khan Maykr’e ulaşmak. Bu süreçte bize Dr.Hayden’in çok faydası dokunuyor.

Gittiğimiz hemen her ortamda, oyunun mizah tarafını da sağlayan birtakım hologramlar bir yandan yüzümüzü güldürüyor, bir yandan canımızı sıkıyor.

Hell Priests

Öncelikle alt etmemiz gereken bu düşmanlar belirli bölgelere hükmediyorlar. İlk olarak Deag Ranok adındaki Hell Priest ile karşılaşıp onu alt ediyoruz. Kolay bir savaşın ardından bizi sinirlendiren Deag’ın boş cümlelerinin ardından kafası bedeninden ayırıp yanımıza almak suretiyle yola çıkıyoruz.

Ardından tabii ki hemen diğer Hell Priestlere koşamıyoruz. Hakkında bilgi edinmeye çalışıp çeşitli görevler yaparak diğer Priestlere doğru o demon yuvası senin bu demon yuvası benim aramaya koyuluyoruz.

Geri kalan Hell Priestler ile ilgili ayrıntılara girerek spoiler vermemeyi tercih ediyorum.

Khan Maykr

Şimdi sıra geldi tüm bu karmaşanın başındaki varlığa. Khan Maykr, hem Mars hem Dünya’yı elinde bulundurmak isteyen işgalci bir demon. Tüm bu işgalin bütün komutası kendinde ve Icon of Sin adında bir devi canlandırmak adına da elinden geleni ardına koymuyor.

Oyun boyunca sıkça adını duyduğumuz ve gittiğimiz hemen her yerde karşımıza hologramıyla çıkan Khan Maykr, tabiiki de oyunun sonunda öldürmemiz için karşımıza çıkıyor.

Ama unutmayın Icon of Sin diye bir şeyden daha söz etmiştim…

Oynanış Mekanikleri

Bu bölüme geçmeden önce TuruncuLevye takipçileri için çektiğim kısa bir savaş sekansı videosuna göz atabilirsiniz.

Silahlar

Son Doom oyununda da bir şeylere ateş etmeye ve gerçekten vurduğumuzu hissetmemize yol açan bir silah kullanma hissiyatı vardı. Bu oyunda da aynı şekilde silah kullanmak çok keyifli. Her vurduğumuz düşman gerçekten de o mermiye çok güzel karşılık veriyor ve karakterler vuruşlarınıza hem görsel hem tepkisel olarak çok net geri dönüşler sağlıyor.

Oyundaki silah çeşitliliği ise biraz tartışmalı bir konu. Aslında çok fazla silahımız yok, ancak silah modlarını kullanarak her silahı iki ayrı silahmış gibi kullanabiliyoruz. Ancak ne yazık ki tasarımları konusunda pek olumlu yaklaşamayacağım. Oyundaki bazı silahlar tasarım olarak gerçekten birbirine çok benziyor. Eğer silahı kendiniz seçip kullanmıyorsanız, rastgele elinize gelen silahın hangisi olduğunu anlamakta güçlük çekebiliyorsunuz.

Bölüm Tasarımları

Bu konuda gerçekten muhteşem bir oyunla karşı karşıyayız. Her bölümün kendine has düşman çeşitliliği, çok farklı çevre tasarımları, etkileşime geçilen çevre birimleri ve daha bir çok ekstra ayrıntı çok iyi tasarlanmış.

Her bölümün hikayeyle bütünleşik gitmesi ve ayrıca ilmek ilmek işlenmiş harita detayları ile Doom Eternal bu konuda gerçektende muadili oyunlara ders vermiş. Oyundan sıkılmanıza engel olacak düzeyde farklı yapılar ve görüntüler bu oyunun içinde bolca var.

Geliştirme Ekranları

Oyunda 3 farklı açıdan karakterimizi geliştirebiliyoruz. Bunun ilki silahlarımıza ‘Arsenal‘ bölümünden yaptığımız geliştirmeler. Bu geliştirmeleri oyunda silah kullandıkça topladığımız puanlar ile yapıyoruz.

İkinci olarak ‘Suit’ bölümü altından, gezdiğimiz ortamlarda topladığımız birtakım eşyalar sayesinde yaptığımız geliştirmeler. Burada yaptığımız gelişmeler daha çok çevreyle etkileşimlerdeki gelişmelere ve el bombası gibi ekstra özelliklerimize katkı sağlıyor.

Son olarak da oyunda nadir olarak olarak karşımıza çıkan rünleri toplayarak toplam can puanımızı, biriktirebildiğimiz maksimum zırh oranımızı ve taşıyabileceğimiz maksimum mermi sayısını geliştirebiliyoruz.

Zorluk Seviyeleri

Oyunda ” I’m too young to die, Hurt me Plenty, Ultra-Violence ve Nightmare ” adlarında 4 farklı zorluk var. Ancak bunların dışında Eternal ile birlikte ” Extra Life Mode ” adlı bir zorluk eklentisi daha oyuna eklenmiş. Bu oyun modunda ölme hakkınızın bir sınırı var. Etrafta topladığınız canlarla, öldüğünüzde kaldığınız yerden devam etme şansınız var. Ancak yeteri kadar canınız yokken ölürseniz, o kaydınız kalıcı olarak siliniyor.

Oyundaki zorlukla alakalı eleştirilmesi gereken bir yön var. Bu tip oyunlara aşina biri olmama rağmen, Hurt me Plenty zorluğunda yer yer çok zorlandığım oldu. Ayrıca deneme amaçlı zorluğu düşürdüğümde de bazı sekansların gereğinden fazla zor olduğuna kanaat getirdim.

Zorluk seçimi oyuncuya bağlı bir tercih olsa da, bu tip oyunlara pek aşina olmayanlar için zorluk düzeyi bazen can sıkıcı hal alabilir.

Oyun Ritmi

Bir başka eleştirilecek nokta da oyundaki aksiyon dozu. Evet belki bu oyunu yalnızca girip amansızca demon öldürmek için oynamak isteyen bir kitle olabilir. Ancak bir editör olarak ben bu ritme daha profesyonel yaklaşmak zorundayım.

Özellikle belli bir yaştan sonra ne oynarsak oynayalım, durmak bilmeyen dövüş sekansları ve aksiyon can sıkıcı olabiliyor. Oyundan bazen bize bir nefes aldırmasını istiyoruz. Doom Eternal’da da bu hiç iyi yapılamamış. Kimi zaman yeter artık bitsin şu savaş demekten kendimi alıkoyamadım. Bu da tabii ki oyun deneyimimizi kötü etkileyen bir faktör.

Diğer Detaylar

Fortress of Doom

Bir önceki ” Doom Eternal ilk 6 Saat Bizleri Neler Bekliyor ” yazısında da kısaca bahsettiğim Fortress of Doom bizim her şeyimiz. Aynı zamanda bir nevi evimiz. Tüm bölüm dışı faaliyetlerimizi burada gerçekleştiriyoruz.


İlginizi Çekebilir: Doom Eternal ilk 6 Saat Bizleri Neler Bekliyor


 

Bölümlerde topladığımız, oyuncak, plak, silah vb. parçalarımızı evimizde sergiliyoruz ve etkileşime geçebiliyoruz. Kendimize ait bir silah çalışma alanımız, dünya manzarası izleyebileceğimiz bir balkonumuz ve bölümlere ışınlandığımız bir geçitimiz var.

Müzikler

Doom serisinin belki en ikonik kısımlarından bir tanesidir müzikleri. Yüksek sesli elektro gitarlar ve davullar bizi o aksiyonun içine daha çok çeker. Doom Eternal İnceleme yazımıza da bunu konu etmesek olmazdı.

Oyunu sırf müzikleri için tekrar tekrar oynamak isteyebilirsiniz. Ayrıca oyunda, bölümler arasında gezerken sağdan soldan topladığınız plakları uzay geminizde sergileyebiliyorsunuz. Bunlar yalnızca görsel değil aynı zamanda üzerine gidip etkileşime girerek dinleme şansına da sahipsiniz. Bu da ayrıca çok iyi düşünülmüş bir ayrıntı.

Crucible

Oyunda ateşli silahlarımız dışında bir de Crucible adında bir kılıcımız var. Bu kılıca oyunun ortalarından sonra bir görev serisi sonucu kavuşuyoruz. Kendisi oyundaki bosslar harici her şeye tek atma özelliğine sahip, o yüzden beklediğiniz üzere öyle sürekli kullanamıyoruz. Ama Crucible için hazırlanmış animasyonlar ve yarattığı hissiyat gerçekten çok başarılı. Kullandığınızda ne demek istediğimi anlayacaksınız.

Son Sözler

Oyunla alakalı son olarak söylemeliyim ki, kesinlikle oynamaya değer bir oyun olmuş. Herhangi bir indirimde yakalayıp kütüphanenize eklemenizi öneririm.

Aşağıda bulunan notlandırma kısmından oyuna puanımı ve artı eksi yönlerini de görebilirsiniz. Bir başka inceleme yazımızda görüşmek üzere.

Sizler de Doom Eternal İnceleme ile alakalı fikirlerinizi aşağıda bulunan yorumlar kısmından bizlerle paylaşabilirsiniz. Ayrıca Facebook ve Instragram adreslerimizi takip ederek oyun gündeminden anlık olarak haberdar olabilirsiniz.

İnceleme

Doom Eternal

8 Puan

DOOM Eternal'i enine boyuna ele aldık. Bakalım nasıl bir oyun var elimizde!

ARTILAR

  • Bölüm Tasarımları
  • Keyifli Oynanış
  • Görsellik ve Çevre Tasarımı
  • Müzikler
  • Akıllıca Hazırlanmış Boss Savaşları
  • Oyuna Yenilik Katan Eklemeler

EKSİLER

  • Aksiyon Dozu
  • Silah Tasarımları
  • Oyun Ritmi
  • Alışık Olmayanlar İçin Zorluk Düzeyi

Editörün Puanı

  • PUAN 8
Exit mobile version